|
SARIKAMIŞ FACİASI
Bir durdurulabilse zaman çarkları,
Kanatlanılabilse,uçulabilse, varılabilse…
Enver Paşa'nın mağrur kulaklarına fısıldanabilse,
Al paşa, Al emri dense
Ne olur salma civanlarımı dense,
Dağlar dağlar ölümlü dağlar
Binlerce yıllık Türk tarihinde ve bu topraklar üzerinde belki de 1915
yılında olduğu gibi büyük ve derin acılar yaşanmadı.Günümüz Türkiye'sini
ve Türk insanını şekillendiren olaylar, belki de 1915 yılında olduğu kadar
yoğunlaşmadı.Ve bu topraklar tarihinin hiçbir döneminde 1915 yılında ol-
duğu kadar kanla sulanmadı.Bun arağman titreyip kendimize döndük ve
topraklar üzerinde geleceğe umutla bakan yeni bir ulusal devlet kurduk.
Sarıkamış Faciası ve Çanakkale Zaferi 1915 yılının en önemli olayla-
rındandır.Ben bugün tam doksan yıl sonra sizlere, tarihimizin unutulmaz
olaylarından biri olan Sarıkamış Faciasını ya da diğer adıyla beyaz ölümü
anlatacağım.
Birinci Dünya Savaşı'nın en dramatik olaylarından biri de Kafkasya
Cephesi diye bilinen Doğu cephesinde yaşandı.Bu cephe ayni zamanda
Osmanlı-Rus savaşlarınında adeta arenasıydı.On binler dinmek bilmez bir
tipi altında dağlara sürüldü.Mehmetçiğin çoğu tek bir kurşun dahi atama-
dan ölümün soğuk yüzüyle karşılaştı.O yıllarda devleti yönetenler ile komu-
ta kademesinin yanlış hesapları ve hikayelerde bile rastlanmayacak türden
maceracılığı bu bölgenin işgale uğramasına ve doksan bin askerimizin haya-
tına mal oldu.
Kars ve Ardahan, '93 Harbi' diye bilinen 1877-1878 Osmanlı- Rus savaşla-
rında Rusların eline geçmiş ve Sarıkamış kasabasına kuvvetli bir Rus garni-
zonu yerleştirilmişti.Birinci Dünya Savaşı'na girmemizden hemen sonra, o
günlerde devletin en güçlü adamı olan, ' Harbiye Nazırı Başkumandan Vekili'
Enver Paşa, Anadolu'nun Doğusunu Rus işgalinden kurtarıp, Kafkaslara uza-
nabilmek için, Sarıkamış'ı hedef alan bir harekat hazırlığına girişti.
Gelgelelim, Enver Paşa romantik bir maceracıdır.Orduyu, harp meyda-
nını iyi tanımayan gözü kara bir kumandandır.Turan hayelleriyle yatıp kalk-
makta, Kafkaslardan Orta Asya'ya uzanan geniş diyarların hakimi olma
rüyası görmektedir.
Balkan savaşlarında sadece askeri anlamda değil, ayni zamanda bir mil-
tin onur ve haysiyetini kırıcı bir bozgundan yeni çıkan, yıllarca sıla hasreti
çeken askerlerin evine, köyüne, sevdiğine yeni kavuştukları sırada, 'Enver
Paşa' imsalı zarftan şu satırlar çıkar: ' Seferberlik ilan edilmiştir, Silah başı-
na!' Bu sırada müttefikimiz Almanya, Ruslar ile amansız bir savaş halindeydi.
Rusların batı cephesindeki gücünü kırmak isteyen Almanya, Osmanlı'yı doğu-
da kendi menfaati için kullanıyor, yeni cepheler açmaya zorluyordu.Böylece
Rusya'nın gücü bölünecek, Almanya ise rahatlayacaktı.Osmanlı'yı yönetenle-
rin, başka bir ülkenin çıkarları uğruna kendi vatan evlatlarını kurban vermek-
ten çekinmeyen pervassızlıklarına ne demeli?
Olayın tarihi boyutundan önce sizlere savaşın geçtiği bölgenin coğrafi
şatları hakkında bilgi vermek istiyorum.Sarıkamış harekatının geçtiği bölge
soğuğu, tipisi, boranı ile nam salmıştır.Kar ile boran dağların en asi gücüdür.
Bazen günlerce sürebilen tipi, gündüzü karanlığa boğar, beş adım ötesini bi-
le görmek mümkün olmaz.Karın bir ya da iki metreyi bulduğu böyle günlerde
ısı sıfırın altında 30 dereceyi bulur, canlı namına ne varsa buz kesilir,büyülü
beyaz ölüm herkesi kucağına davet eder, sessizlik Azrail olup başucuna diki-
lir.
Ürkütücü dağ ile asi rüzgarlar sadece kışın değil; yaz boyunca da hükmünü
sürdürür.O yıl görülmemiş derecede kötü bir kış yaşanmasının yanı sıra,
onların kış koşullarına uygun giysileri bile yoktu.Güney cephelerinden bu-
raya sevk edilen askerler yazlık giysilerle cehennemi soğuğa dayanmak
zorundaydı.
Olayın tarihi boyutuna gelecek olursak;Harekat 22 Aralık 1914 sabahı
başladı.O sabah şiddetli bir tipi ve kar ile askerlerimiz uyanmıştı.Üstelik
askerler aç, cephanesiz ve yalınayak dudumdayken, böyle bir harekat
tabiri caiz ise çılgınlıktı.Hafız Hakkı Bey'in kaçan Rus birliklerini kovalamak
için gereksiz yere genişlettiği ordunun Allahuekber dağına tırmanmaya
cesaret etmesi daha doğrusu zorlanması büyük felaketin başlangıcı oldu.
Kasabaya yaklaşan askerlerimizin bir kısmı sıfırın altında otuz derece so-
ğuk ile baş edemeyerek ya ölümün soğuk yüzü ile karşılaştı ya da tifüs
askerlerimizi kırdı geçirdi.Artık her bölükteki asker sayısı 10-15'e düşmüştü.
Buna rağmen Sarıkamış'a taarruza geçtiler.Ancak ordunun akibeti bellliydi.
Birçok askerimiz sayılarının düşük olması sebebiyle, büyük bir vahşete
maruz kaldı.Çünkü Ruslar, hem silah, hem de moral yönünden bizden üstün-
düler.Donanımları oldukça iyi, sırtları pek ve karınları toktu, işte bu yüzden
1952 km Sarıkamış arazisinin her 17 ila 19 metresine bir şehit düşer.3 Ocak
günü kendisini kurtarmak isteyen ve herşeyin bittiğini anlayan Enver Paşa,
Hafız Hakkı Beyi ordunun başına geçirerek, Erzurum'a döndü.Hafız Hakkı
Paşa'da 4 Ocak günü ordusunu geri çekerek, başından beri yapılması ge-
rekeni yaptı.Sarıkamış harekatı adeta karakışla pençeleşip, büyülü beyaz
ölüme yenilen askerlerin hazin sonudur.Enver Paşa bundan sonra görülme-
miş bir sansüre imza atarak, ne bu konunun medyada zikredilmesine izin
verdi ne de bu konuda halkı bilgilendirdi.Halk bile bu vahşeti 3-4 yıl geçtik-
ten sonra öğrenmiştir.Kısacası Enver Paşa kendi hırsının kurbanı olmuş,
sırf bazı idaallerini gerçekleştirmek adına doksan bin askerimizin şehit olmasına
göz yummuştur.Bu konu ile ilgili bir Rus komutan şöyle diyordu;
' Biz Allahuekber dağına Türkleri teslim almaya gittik, ancak Türklerin
bizle çarpışmadan önce Allaha teslim olduğunu gördük'
Bu savaşta küçük çapta mucizelerde yaşanmamış değildir. 95 yaşındaki
Budak Çelik gördüklerini şöyle anlatıyor; ' Gözümle gördüm, Tüfeği elinde
donmuş bir er bulundu. Kim ne yaptıysa bu tüfeği elinden alamadı.'Bir yüz-
başı gelip emir verdi; 'Asker ordun namına tüfeğini teslim et!' Ancak bundan
sonra bu mübarek asker silahını bıraktı.Evet bu bir mucizeydi.
Bu tür mucizelere imza atmak isteyipte atamayan kişiler, lafla peynir
gemisin yürümeyeceğini bir kez daha anlamış oldular.Ordumuzun böyle
adil olmayan şekilde yok olmasını bir yana bırakın, Türkler tarihlerinin hiç-
bir döneminde hangi konumda olurlarsa olsunlar böyle hazin bir sonu hak
etmediler.Umarız Enver Paşa gibi maceracı şahsiyetlere tarihimizde bir da-
ha rastlanmaz ve Türkler en azından hak ettikleri şartlarda şehit olurlar.
Vatanı ve milleti uğruna ölüme giden şehitlerimizin önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum ruhları şad olsun...
Arkadaşlar bu yazı ile vakti zamanında sobio olimpiyatlarına katılmıştım düşündüm ki bu tür destansı hikayelernize şu anda her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacımız var türk insanının türk milletinin gücü bazıları tarafından idrak edilemiyor bu zamanlarda bu da beni üzüyor bunu da siz değerli arkadaşlarımda türklüğün gücünün anşaılması için paylaşıyorum değerli yorumlarınızı bekliyorum son olarak bir videoda yolluyorum ekmek teknesi dizisini hepiniz bilirsiniz o dizide heredot cevdetin sarıkamış ile ilgili anlattığı hikayeyi de sizler için ekliyorum eyvallah...
|
|