|
Zonguldak Müze, Ören Yerleri ve Tarihi Eserler
Kdz.Ereğli Müzesi
Ereğli Müzesi, Halil Paşa Konağı olarak bilinen zemin + 3 katlı, orta sofalı plan tipinde ve kagir olan bir yapı içinde hizmet vermektedir.
Halil Paşa Konağı 19. yüzyıl sonlarında (tahminen 1870’li yıllar) Padişah 2. Abdülhamit döneminde sancak beyi (mirimiran) olan Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmıştır. Bozhane Yalı caddesi üzerinde, eski bir kilisenin temeli üzerine inşa edilen konakta, Roma dönemine ait binalardan toplanan antik spoli malzemeler şapolyen (devşirme) olarak özellikle cephe süslemesinde kullanılmıştır. Bina bir dönem ortaokul ve kız meslek lisesi olarak da kullanılmıştır.
Bir dönem sahipsiz kalan ve büyük ölçüde tahribata uğrayan bina restore edilmek üzere 1989 yılında Kültür Bakanlığına tahsis edilmiştir. Yaklaşık 10 yıllık bir restorasyon çalışmasından sonra müze 01.08.1998 tarihinde hizmete açılmıştır.
Daha önce Atatürk Kültür Merkezi içinde bulunan bölümde sergilenen tüm eserler de bu tarihten itibaren Kdz.Ereğli Müzesi’ne taşınmıştır.
Müzenin zemin katında Ereğli ve çevresinden toplanan Grek, Roma, Bizans dönemlerine ait mermer mezar atelleri, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, kandiller ve figürlerden oluşan arkeolojik eserler sergilenmektedir.
Birinci katında idari hizmetlerin yürütülmesi ile pişmiş toprak amforalar, Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri koleksiyonlarından oluşan eserler teşhir edilmektedir.
İkinci katta çeşitli erkek ve kadın giysileri ile yöreye özgü bir dokuma olan “elpek” kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar,mühürler, tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden oluşan yöresel etnografik eserler sergilenmektedir.
Üçüncü kat, müze-ev düzenlemesine ve dönemine uygun olarak döşenmiş olup, bu katta sırasıyla oturma odası, misafir odası, günlük oda ve yatak odası bulunmaktadır.
Müze bahçesinde ise, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sütun başlıkları, sütun gövde ve kaideleri, çeşitli mimari parçalar, lahitler ve pandomim sanatçısı Krispos’un anıt mezarı sergilenmektedir.
Adres
Kdz.Ereğli Müzesi – Yalı Cad. Kdz.Ereğli
Telefon
(0 372) 312 03 62
Açılış-Kapanış Saatleri
Sabah : 08.00 Akşam: 16.30 (Pazartesi günleri hariç)
Ören Yerleri
1. KDZ:EREĞLİ (MARYANDYN- HERAKLEIA PONTIKA)
M.Ö. VI. Yüzyılda Frig soyundan gelen Ereğli’nin ilk adı Mariandyn’dır. Daha sonra Herakleia Pontike adını alan kenti, söylenceye göre mitolojinin ünlü kahramanı yarı tankı Herakles (Herkül) kurmuştur. Mitolojide “Herakleia” adıyla kurulmuş yedi kentten biri ve en önemlisi olan Herakleia Pontike; Roma, Bizans Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarını yaşamasına karşın tarihin çeşitli dönemlerinde yağmalanmıştır. Örneğin Romalıların M.Ö. 70’te şehrin agorasındaki altın Herakles heykelini Roma’ya götürmesi; Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethi öncesinde yaptırdığı Anadolu Hisarı surlarının taşları için Kdz.Ereğli kalesini, mendireğini sökmesi tarihin sayfaları arasındadır. Bu nedenle, ünlü gezgin Ainsworth’un XIX. Yüzyılda ilçede yaptığı gezi sırasında resimlediği yapılar günümüze ulaşamamıştır.
Rastlantı ya da inşaat evresinde ortaya çıkan mezarlar, lahitler, sütunlar ve Çeştepe mevkiindeki tümülüs, Bozhane Cami, Halil Paşa Cami, Kırmanlı Cami, Molla Halil Cami, Ali Molla Cami, İskele Cami, Ağa Cami, Hacı Eşref ve Akarca Mescitleri, Kayabaşı Ziyaretgahı, Aktaş Şeyhi Türbesi, Seyit Nasrullah Efendi Türbesi, Keşif Tepedeki (Çeştepe) Demirci Dede, Kentteki Kuştepe ve kıyıdaki Mersin Dede yatırları, Hacı Mehmet Çeşme ve Murtaza Mahallesi Çeşmesi yanında, on sekiz adet sivil mimarlık örneği yapı Kdz.Ereğli’deki tescilli ekinsel değerlerdir.
Acheron Vadisi Ören Yeri
Cehennemağzı Mağaralarının bulunduğu yöredir. Yörede dikkati çeken kalıntılar ilk hrıstiyanların ibadethane olarak kullandığı mağaradır. Mağaranın içinde siyah, gri, mavi zemin mozayikleri, kandil yuvaları, sütunlar, sütun başlıkları, lahit kapakları ve mezar taşları bulunmaktadır.
2- FİLYOS (TİON,FİLATOİS)
Antik dönemin önemli ticaret ve yerleşim birimi olan bu beldenin o dönemdeki adı Teion (Tion, Filatois) dur. İran asıllı prenses Amastris, Sesamus (Amasra) merkez olmak üzere, Kyotoros (Gderus, Kidios,Kisros), Kromna (Krucaşile), Teon’u (Filyos) birleştirerek kendi adıyla Amastris kentini kurar. Yöredeki kalıntılar Hellenistik, Roma, Bizans, Ceneviz dönemi izlerinin taşır, Antik dönemden kalan Karadeniz’e doğru uzanmış antik liman mendireği sular altındadır. Ayrıca denize hakim tepede kalesi, Ateş Tuğlası Fabrikası sınırları içindeki kent kalıntıları, toprak altında kalan açık hava tiyatrosu, kilise ve su kemerleri halen gözle görülebilen kalıntılardır.
3- DİĞER ANTİK KALINTILAR
Hisarönü - Çaycuma karayolunda Derecikören köyü yakınında hala ayakta kalabilen Roma Dönemi kesme taş köprü, Kozlu Merkez Kayadibi Mahallesindeki hristiyan kilisesi gibi örnekler yanında Çaycuma Derecikören (Gavuranbar) Torlaklar, Kayabaşı, Sarmaşık köyleri, Çayırköy Mağarası civarı: Gökçebey’de Hacı Musa, Gaziler Köyleri (Asar Kalesi), Devrek’te Kızılcaören, Alpaslan,adatepe, Çalca, Pınarönü, akarçasu, Sabunlar, Kurdeşe köyleri. Kdz.Ereğli ‘de Kışla, Balı köyleri, Köseağzı (avila Metroum), Kandilli, Neyren, Çavuşağzı (Patistea Posidium) Alaplı’da Tekke köy ve Gümeli-Pekmezci yörelerindeki mezar taşları gibi kalıntılar yörenin geçmişi hakkında ipucu veren tarihsel kanıtlardır.
Ayrıca T.C. Kültür Bakanlığı anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünce saptanan mimari kültür varlıkları envanterinde; Merkez ilçede 13 adet sivil mimari, 11 adet idari, 1 adet dini yapı; Alaplı’da 3 adet sivil mimari, 1adet idari, 1 adet dini yapı; Devrek’te 3 adet dini yapının kültür varlığı olarak tescili yapılmıştır.
Yöredeki (özelilikle Kdz.Ereğli’deki) Hellenistik, Roma, Bizans dönemi kalıntılarda “askı çelenk” (Girlant) türü bezemelerin sıklığı dikkati çekmektedir. Çiçek, yaprak, dal meyve ve hayvan motiflerinden oluşan bu bezeme örgüsü antik Çağ’dan (Antikite, M.Ö. VI. Yüzyıl-MS III.Yüzyıl) beri bilinmekte olup, insanın çevre ile ilişkisini betimler.
Tarihi Eserler
Sur Kalıntıları :
Hellenistik döneme ait olan sur parçalarında çok sert, gri, renkli kireçtaşından iri ve kalın blok taşları kullanılmıştır. Bu taş bloklar yan yana ve harçsız yerleştirilerek, aradaki küçük taşblokların yatay hatlarıyla desteklenmiştir. Büyük boyutlu kare taşların kullanıldığı Roma Dönemi sur kalıntıları ise daha çok kıyı kesiminde yer almaktadır. Birbirine kalın bir harç tabakasıyla bağlanan ve kesme taşlardan oluşan kimi surlardaki tuğla örme işçiliği Bizans Dönemi ürünüdür. Kentin büyük bir bölümünü kaplayan bu surlarda Bizans yapı tekniği egemendir. Bizanslılarca yapılan bu surları Cenevizliler onararak kullanmışlardır.
Kdz.Ereğli Kalesi
Kdz.Ereğli’nin kent surlarının çevrelediği tepede bulunmaktadır. Bizans Dönemi’nde XIII. Yüzyıl başlarında yapılan kale ve çevre duvarları oldukça harap bir durumdadır. Kale kapısındaki ve iç avludaki derin çatlakların bir depremin sonucu oluştuğu sanılmaktadır. Duvarlarda, kuleler de tuğla ve harç dolayısıyla birlikte gri taşı kullanılmıştır.
Herakles (Herkül) Sarayı
İri kesme taş bloklarla ve özenli bir işçilikle inşa edilen bu yapı kalıntısı antik döneme ait olup, iki cephedeki duvar kalıntıları dışında tümüyle yıkık durumdadır.
Su Tesisleri
Antik çağda kentin su gereksinimini karşılamak üzere inşa edilen su tesislerinin Roma Dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Kandilli yakınlarından başlayan (Balı Köyü) ve yaklaşık 16 km bir hat boyunca kente ulaşan su şebekesi kent sularının yakınında bulunan bir havuzda toplanmakta ve havuzdan çıkan bir kaç kolla, kanalla su kent alanının merkezine aktarılmaktadır. Ayrıca kentin su gereksinimi için kuyulardan da yararlanılmıştır. Bu kuyulardan bir kaçı günümüze kadar ulaşmış olup, kuyu yüzeyleri girland ve rölyeflerle süslüdür.
Çeştepe Fener Kulesi
Kdz.Ereğli’nin kuzeyinde Çeştepe’de deniz seviyesinden yaklaşık 200 m yükseklikte bulunan kulenin Hellenistik Dönemde yapıldığı ve Bizans Döneminde de yeniden inşa edildiği anılmaktadır. Kente ait bazı sikkelerde fener betiminin yeralması bu kuleye verilen önemin kanıtıdır. Yirmi ekiz basamaklı bir merdivenle çıkılan kulenin üst yapısı tümüyle yıkılmış sadece on metrelik bir bölümü ayakta kalabilmiştir.
Bizans Sarnıcı Kalıntısı
Akarca mahallesinde bulunan ve Bizans döneminden kalma olduğu anlaşılan sarnıcın hemen hemen tümü toprak altında bulunmaktadır. Bir hafriyat çalışması sırasında ortaya çıkan sarnıcın tahribata uğramaması için içi doldurulmuş, ancak açık kalan bölümü tahrip olmuştur.
Krispos Anıt Mezarı
Kdz.Ereğli’de gösteriler yapan ve orada ölen eski Mısırlı pandomim sanatçısı krispos’un anısına yapılmıştır. Kaidesi ile birlikte 2.10 m yükseklikte bulunan anıtın önünde 19 satırdan oluşan ve kazılarak yazılmış bir şiir bulunmaktadır. Anıt, yüksek bir kaide üzerinde oturtulmuş iki korint başlıklı sütun, sütunların arasında içinde başsız bir büstün bulunduğu oyuk ve üçgen çatı olarak tasarlanmış taç kısmından oluşmaktadır.
Bizans Kilisesi
Ereğli Akarca Mahallesinde bulunan kilisenin bulunduğu yerde 1942 yılında yapılan Çelikel Camii yeralmaktadır. Bizans dönemine ait kilisenin döşeme mozaiği ve duvarının bir bölümünde yer alan fresko kalıntıları caminin bodrumunda bulunmaktadır.
Ayasofya Kilisesi (Orta Cami)
Sularla kaplı kent alanının içinde Bizanslılar tarafından inşa edilen Hagia Sophia (Kutsal Akıl) kilisesi, camiye çevrildikten sonra Orhan Gazi ya da Cami olarak anılmaktadır.
|
|