€ $ € r T ü r K I Spor, Video, Resim, Müzik, Film, Dizi, Forum, Haberler (---Yeni Dünyanız---)
  ***Bu kadar Sevebilirmisin?***
 
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez…
Biri tıpta okuyordu,diğeri mimarlıkta.O ilk karşılaşmadan sonra bir kere daha karşılaşabilmek için hep aynı saatte,aynı duraktan,aynı otobüse bindiler.Birbirleriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar.İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında.Delikanlı arkadaşında kaldığı için o sabah o duraktan binmişti otobüse,kız ise ablasında….Sırf birbirlerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp,şehrin öbür ucundaki o durağa onların durağına geldiklerini,gülerek itiraf ettiler bir süre sonra…Okullarını bitirince evlendiler.Mutluydular hem de çok mutlu….
Bazen işsiz bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar.Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular..Zaman aşımına uğrayan,alışkanlıklara yenik düşen,banka hesabında para kalmadığı için yada tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki.Günler günleri yıllar yılları kovalarken sevgileri de büyüdü.Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı.Zorlu bir tedavi sürecine rağmen çocuk sahibi olamayınca,”bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek bencillik olur” diyerek devam ettiler hayatlarına.Çocuk yerine sevgilerini büyüttüler.”Senin için ölürüm” derdi kadın sımsıkı sarılıp adama ve adam “Hayır ben senin için ölürüm” diye yanıt verirdi hep.
Bazen eve geldiğinde,aynanın üzerinde bir not görürdü kadın,”Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak…”Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu.”Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma” Mutfaktaki masadan,salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın sonunda kimi zaman çiçek,kimi zaman en sevdiği çikolatalar,kimi zamanda pahalı armağanlarla karşılaşırdı.Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten…..
Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın,işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde,daha az çalışmaya karar verdiler.Adam,hastanesinden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı.Kadında mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı.Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı.
Bir gün sahilde dolaşırken,harap durumda bir ev gördü kadın,üzerinde satılık levhası asılı olan.”Ne dersin,bu evi alalım mı?”dedi adama.”Bu viraneyi yıktırır harika bir ev yaparız.Projeyi kafama çizdim bile.Kocaman terası olan,martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı”…”Sen hiç istersinde ben hayır diyebilir miyim?”dedi adam.”Amerika’daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı..Kaç para olursa olsun burası bizimdir artık…”
Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde ayrılmaları zor oldu adam Amerika’ya giderken.Her gün her saat konuştular telefonla.Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında.Fakat,birkaç gün sonra kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın.Eskisi kadar mutlu görünmüyor konuşmaktan kaçınıyordu.Onu neşelendirmek için,sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı.”Canım,o ev bizim bütçemizi aşıyor.En iyisi sen o evi unut….”
Mutsuzluk,mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı,daha da çekilmez gelir.Kadın hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri.Derdini söylemesi için yalvardı adama” Senin için ölürüm,biliyorsun,ne olur anlat” diye dil döktü boş yere…Yıllardır sevdiği adam,duyarsız sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki.Ona ulaşmaya çalıştıkça,beton duvarlara çarpıyordu kadın,her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...
Bir gün,çocukluğunun,gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken” Artık dayanamıyorum,sana söylemek zorundayım” diye sözünü kesti arkadaşı.”O seni aldatıyor.İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyor her öğlen.Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya….”
-“Sus duymak istemiyorum bu yalanları” diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını kendisini kıskanmakla suçladı…Ertesi gün,öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece yalan olduğunu anladı…Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı çocuk doktorunu tanıdı hemen.Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın…
Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp ,bazen ağlayarak,bazen ona sımsıkı sarılıp bazen yumruklayarak haykırdı her şeyi suratına.İnkar etmedi adam.Zamanla duyguların değişebildiği insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyle geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.Kapıdan çıkarken,”Son bir kez kucaklamak isterim seni” diyecek oldu ama kadın” defol” dedi nefretle…
İlk celsede boşandılar. Bu aşkın böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.
Adamın,sevgilisiyle birlikte Amerika’ya yerleştiğini öğrendi.Bazen yalnız kaldığında ,onu hala sevdiğini hissedince ağlama nöbetleri geçiriyor,aşkın yerini nefretin alması için dua ediyordu..
Aradan bir yıl geçti.Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile ,kadının derdine çare olamamıştı.Bir sabah ısrarlı çalan zilin sesiyle uyandı.Kapıyı açtığında,karşısında o kadını gördü.”Sen buraya ne yüzle geliyorsun” diyerek bağırmak istedi ama sesi çıkmadı.”Lütfen içeri girmeme izin ver mutlaka konuşmamız gerekiyor” dedi genç kadın.Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı:

-“Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında.Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü.Geçen yıl Amerika’da ki kongrede öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını.Buna dayanamayacağını,hep söylediğin gibi onunla ölmek isteyeceğini biliyordu.Seni kendinden uzaklaştırmak için,benden sevgili rolü oynamamı istedi.Ailesine de haber vermedi.Birlikte Amerika’ya yerleştiğimiz yalanını yaydı.Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu.Tedavi görüyor kurtulacağına inanıyordu ama olmadı.Gece fenalaşmış bakıcısı beni aradı son anda yetiştim.Sana bu kutuyu vermemi istedi….”
Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın.Hemen oracıkta ölmek istiyordu.Eline tutuşturulan kutuyu son anda açmayı akıl edebildi.İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda.”Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem” diyordu.Sırayla okudu;”Seni çok sevdim”,”Seni sevmekten hiç vazgeçmedim,” “Senin için ölürüm derdin hep doğru söylediğini bilirdim.””Fakat benim için ölmeni istemedim””Şimdi bana söz vermeni istiyorum””Benim için yaşayacaksın anlaştık mı?”son kağıdı eline alırken kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın..Ve son kağıtta şunlar yazılıydı…

“Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı yaparken ben hep seni izliyor olacağım…”
 
  eserturk.tr.gg  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol